Diyorlar ya, «Hareketin olmadığı yerde hayat da bi— ter». Eluca Atalı da her daim hareketli, arayış içerisinde, düşünce yükünü bir an bile omuzlarından atıp fırlatmayan, bunun aksine her geçen gün daha çok ağır yükün üstesinden gelen fedakâr bir emekçidir. Onun söz fırının— da her iki yüzünü çevirip, kavurarak pişirdiği sözcükleri fikir ve düşünce süzgecinden çıkıp makalelere, hikâye— lere, felsefi-sanatsal minyatürlere çevrilerek, okurlarıy— la buluşmak için acele ediyor. Böylesine düşünce yükü içeren yazılar, her bir okuru düşünmeye, yolunu belirle— meye, doğruyla yanlış arasında kolay seçim yapmaya, en önemlisi, bir insan olarak değerlerini öğrenmeye yönlendiriyor. Bir yazarın, söz sahibinin, asıl amacı da bu değil mi?